Rifat HİSARCIKLIOĞLU
30 AĞUSTOS ZAFERİ TÜM MİLLETLERE ÖRNEK OLDU
28 Kasım 2019 Perşembe

30 Ağustos zafer sadece Türkiye'de değil dünyada büyük akisler yaratmıştır. Büyük zafer Asya, Afrika, Kafkaslar, Hindistan ve Mısır’da kendi zaferleri gibi büyük bir sevinç yaratmış, muhteşem kutlamalar yapılmıştır. Bu zafer İngiliz sömürge imparatorluğunu temelinden sarsmış Türk milletinin bağımsızlık ve özgürlük mücadelesi tüm ezilen milletlere örnek teşkil etmiştir.

Ağustos ayı zaferler ayı olarak nitelendirilir.Özellikle de 26 Ağustos 1071 ve 26 Ağustos 1922 tarihleri Türk tarihinin önemli birer dönüm noktasıdır. 1071'de Sultan Alparslan ile Malazgirt zaferi kazanılmış ve Anadolu'nun kapıları Türk milletine vatan olarak açılmıştır.

23 Ağustos 1514'de Osmanlı Devleti ile Safevi Devleti arasında yapılan Çaldıran Savaşı kesin olarak Osmanlıların galibiyeti ile sona ermiş, bozulmuş olan Anadolu birliği kalıcı olarak sağlanmıştır.

Yavuz Sultan Selim, Safevi meselesini hallettikten sonra yine bir Ağustos ayında (24 Ağustos 1516) Mercidâbık zaferi ile Ortadoğu bölgesini Osmanlı Devleti'nin egemenlik sahasına dahil etmiş, Anadolu birliği tamamlanmıştır.

Kanunî Sultan Süleyman Orta Avrupa'nın kilidi durumundaki Belgrad’ı 29 Ağustos 1521'de fethetmiştir. Osmanlı Devleti'nin Balkanlar’daki en önemli iktisadi ve askeri üssü olan Belgrad 350 yıl Osmanlı hâkimiyetinde kalmıştır.

29 Ağustos 1526'da Mohaç'ta kazanılan büyük bir zafer sonucunda tarihi Macar Krallığı sona ermiştir. Mohaç zaferi Osmanlı Devleti'nin Orta Avrupa'daki hâkimiyetini perçinlemiş, Osmanlı Devleti Avrupa siyaset sahnesindeki önemli aktörlerden birisi hâline gelmiştir.

26 Ağustos 1922'de Mustafa Kemal önderliğinde başlatılan İstiklal Harbi nihai zafere ulaşmış ve Anadolu'daki Türklerin bu coğrafyadan atılamayacağını, Anadolu'nun ilelebet Türk yurdu olarak kalacağını göstermiştir.

Başkumandan Mustafa Kemal Paşa’nın bu savaşı Yunan mevzilerine çok yakın bir mesafeden bizzat yönetmiş olmasından dolayı bu savaş tarihe aynı zamanda "Başkumandanlık Meydan Muhaberesi" olarak de geçmiştir.

Bu zafer, Sevr Antlaşması ile şark meselesine son noktayı koyduğunu düşünen emperyalist devletlerin oyununu bozmuş, onların dümen suyuna giren İstanbul hükümetine son noktayı koymuştur. Türkiye Cumhuriyeti bugün anayasamızda tanımladığımız gibi demokratik, laik, sosyal bir hukuk devleti ise bunu 30 Ağustos zaferinin açtığı kapıya borçludur.

30 Ağustos zaferi sadece Türkiye'de değil dünyada büyük akisler yaratmış, ezilen tüm mazlum milletlere örnek olmuştur. Büyük zafer Doğu’da Asya, Afrika, Kafkaslar, Hindistan ve Mısır’da kendi zaferleri gibi büyük bir sevinç yaratmış, muhteşem kutlamalar yapılmıştır. Hindistan’da camiler ışıklandırılmış, fener alayları tertip edilmiş, Mustafa Kemal'e kutlama telgrafları yağmıştır. Bu zafer İngiliz sömürge imparatorluğunu temelinden sarsmış Türk milletinin bağımsızlık ve özgürlük mücadelesi tüm ezilen milletlere örnek teşkil etmiştir.

Yahya Kemâl’in belirttiği gibi kuruluşla kurtuluş arasında yaşadığımız “bin yıl” zaferleriyle ve mağlubiyetleriyle, kudret ve ıstıraplarıyla “millet” olmamızı yoğurdu; devlet, bayrak, vatan duyguları gelişti. Aşiretler topluluğu olarak kalmaktan böyle kurtulduk. Ortadoğu’dan önemli bir farkımız da işte budur.

İlginçtir ki Osmanlı döneminde Malazgirt fazla bilinmez, önemi vurgulanmazdı. Cumhuriyetle birlikte gelişen modern tarihçiliğin araştırmalarıyla Malazgirt ortaya çıkarılmıştır. Büyük şair olduğu gibi büyük bir tarih mütefekkiri olan Yahya Kemal, 1942’de İstanbul’da verdiği bir konferansta,

Malazgirt’le Fetih arasındaki bağı anlatarak milli tarih şuurunun belki en veciz ifadesini ortaya koymuştur.

Tarih, şuuruna varılması gereken bir yoğrulma, bir oluşma sürecidir.

Tarihe hamasetle ya da nefretle bakmak, onun akışını anlamaktan ve gerçekleri görmekten bizi uzaklaştırır. Türk milletinin bu topraklarda bin yıllık yoğrulma, oluşma tarihinin temelinde olan ve 80 milyonun tümüne ait olan şanlı zaferler siyasi propaganda malzemesi yapılmamalı. Hamaset ve  komplo teorileri zihnimizi uyuşturmamalı. Okuyalım ve öğrenelim ki milli bilinci ve millet şuurunu koruyabilelim.

Ağustos ayında bize bu muhteşem zaferleri armağan eden Sultan Alparslan’dan, Mustafa Kemal Atatürk’e tüm ecdadımızı saygı, minnet ve şükranla anıyorum.

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI