Röportaj
Bodrum’a Türkler değil orta direk gelmesin, dedim
1 Nisan’dan sonra Bodrum’da taş taş üzerine konulmamalıdır.
02.08.2014 09:10

“Bodrum'a Türkler değil orta direk gelmesin, dedim.”
Cevat Bilgiç Bodrum Belediye Başkanlığı'nda, “İlçemize Türkler gelmesin” deyip, gazetelere manşet olmuş, şimşekleri üzerine çekmişti… Bilgiç aslında tam olarak anlaşılamamıştı, lakin bu söyleminden dolayı da çok eleştiri almıştı. 24 Nisan 1988 tarihli Tan Gazetesinde gündeme damgasını vuracak bir haber daha; “Bodrum'a Türkler değil orta direk gelmesin, dedim.”

O gün Tan gazetesi muhabirine verdiği açıklamada “Bodrum çok pahalı bir sahil kenti olduğunu, yanılıp da buraya gelen ortadirek vatandaşın yıkılıp perişan olacağını belirten bilgiç; “Valla bizden söylemesi. Kapıya vize koyacak değiliz. Ama sonradan uyarmadılar demeyin” şeklinde konuşmuş.

Söyleşi: Fatih Bozoğlu

35 yıl geçmiş bu sözlerin ardından. Bodrum'un geldiği noktayı hepimiz izliyoruz. Acaba dönemin belediye başkanı Cevat Bilgiç bu gün neler düşünüyor?

Gümbet'te sahibi olduğu Mimoza Apart Otelinde söyleşiyoruz onunla. Kibarlığı, beyefendiliği ile Bodrum'un sevilen isimlerinden ve disiplini, titizliği de otelinin her tarafında hissediliyor.

Cevat Bilgiç'in baba tarafı süngerci, anne tarafı ise narenciye ile uğraşmış. 1951 yılında Bodrum'da doğan Cevat Bilgiç liseyi İzmir Atatürk Kolejinde bitirdikten sonra, İstanbul Üniversitesi Siyasi Bilimler Akademisinde üniversiteyi tamamlıyor. Üniversite eğitiminden sonra Bodrum'a geri dönüyor ve baba mesleği olan sünger ticaretine başlıyor. Baba Halil Bilgiç dönemin önde gelen tüccarlarından.

“Üniversitenin ardından Bodrum'da sünger ticareti yaptık, babamızın işini yürüttük. O zamanlar Yunanlılara satıyorduk süngerimizi. Süngerciliğin son dönemlerini yakaladım. Kısa bir süre sonra süngercilik bitti Bodrum'da. 1980'lerden sonra yavaş yavaş turizme yöneldik.”

1980 askeri darbesinin ardından 1980-1981 döneminde Ertuğrul Önüt, 1981-1984 döneminde ise Suat Giray Bodrum Belediye Başkanlığına atandılar. 1984 yılında ise Cevat Bilgiç seçildi.

“1984 yılında Bodrumlular bana teveccüh gösterdiler ve 80 darbesinden sonra seçimle gelen ilk belediye başkanı oldum. Rakiplerim oldukça güçlüydü, Doğru Yol Partisinden Ethem Demiröz, SHP'den Osman Öneş ve askeri yönetimin adayı da Suat Giray'dı. Önemli bir oy farkı ile seçildim. Kadromuz ise o dönemin en iyi kadrosuydu. Esnaf vardı, mühendis vardı. Hasip Konday vardı harita mühendisi, Hasan Subaşıoğlu vardı esnaflarından, Adnan Toker vardı, Eskişehir İktisadi Ticari İlimler mezunu Murat Türkşen vardı rahmetli. Festivallerin düzenlenmesinde ve Bodrum tanıtımında Murat çok emek harcadı. Altan Emek, Ali İhsan Yücel hocamız vardı. Rakipti ama çok verimli işler yapmıştır. Ben ANAP'lı, hocam SHP'den olmasına karşın bir karar alınacağı zaman ona danışırdım. Araştırırdık beraber ve en iyi kararı vermeye çalışırdık. Çok düzgün bir adamdır.”

Bodrum turizmini o dönemin kadrosu yönlendirmiş. Bu konuda bir değerlendirme yapmasını istiyoruz başkan Cevat Bilgiç'ten. Başkan Bilgiç “Belki bizim de hatalarımız vardır, turizmin bu gün bu hale gelmesinde” diyerek pek alışık olunmayan bir şekilde özeleştirisini de yaptı.

“O dönem planlamayı biz yaptık. Ama biz Yıldız Teknik Üniversitesi Şehircilik bölümü ile tüm yarımadanın planlarını ele aldık. O dönem bir Bodrum, bir Turgutreis ve Mumcular belediyesi vardı. O dönemde yani 84'de yaptığımız meclis toplantılarımızda Bodrum'un geleceğini görüyorduk. Bodrum büyüyecekti. Bu çok belliydi. Ama biz hata yapmayalım diye şehir planlamacı hocalarımızdan destek aldık. O dönemde Rahmetli Turgut Cansever hocamız vardı. Yıldız Teknik Üniversitesinin şehircilik bölümü hocalarının neredeyse tamamı, hatta talebeleri bile bizlere yol gösterdi ve önümüzü açtılar. Eğer o dönemde planlama yapmasaydık, belki de Bodrum plansız bir şekilde çok daha kötü bir hale dönüşecekti. Bizim o dönemdeki sorumluluk alanlarımız Yalıkavak, Gündoğan, Torba'ya kadar, buradan da Bitez ve Ortakent'e kadardı. Turgutreis ise Akyarlara'a kadar, kendi alanına bakıyordu. Planlarımız onaylandı ve uygulamaya geçildi. Sahillerden 300 metreye kadar olan derinliği turizm alanı olarak belirledik. 1989'a kadar sürdü bu planlama işleri. Fakat bizden sonra bu planlar delindi. 99'a kadar olan dönemde bizim onaylattığımız planlar uygulandı. Ama 99'dan sonra konutlar yapılmaya başlandı turizm alanlarına. 99'a kadar Bodrum'a bağlı olan beldeler, belediye olduktan sonra, planlarda tadilatlar yaptılar ve değiştirdiler. Elbette ihtiyaç duymuşlardır değişikliğe. 10 Belediye olunca 10 Belediye başkanı kendine göre değişikler yaptı planlarda. Her yiğidin kendine göre yoğurt yiyişi vardır tabi. Aslında çok tenkit etmiyorum, bir rekabet vardı belediyeler arasında.”

30 Mart 2014 yerel seçimleri ile tek belediye haline gelen Yarımada da bu rekabet bitti. Bakalım bu durum Bodrum'un geleceğini nasıl etkileyecek?

Cevat Bilgiç ve belediye meclisi ilk toplantılarından itibaren Bodrum'un rakibi olabilecek yerleri tespit etmeye çalışmışlar. Rakip olarak Rodos, İstanköy, Kalimnos gibi Yunan adalarını belirlemişler.
“Biz göreve geldiğimizin ilk yılında adalar turu yaptık. Özgen Acar ağabeyimiz Atina'da muhabirdi. Ona danıştık. Ben dedim Bodrumluyum, ama adaları görmedim. Adaları görmek istiyoruz belediye olarak dedim. Sağ olsun her şeyi ayarlamış. Rodos başta tüm adaların Belediye Başkanları ile görüşmüş hazırlıkları tamamlatmış. O dönemlerde Yunanistan ile aramız şimdikinden daha soğuk. İçişleri Bakanlığından bir yazı gelirdi. İnceleme gezisi için olur yazısı gerekiyordu, belki şimdi de öyledir. İlk olarak İstanköy'e gittik. Belediye Başkanı Kostas bizi karşıladı. Aslında Türk düşmanıydı. Çevre Bakanlığı falan da yaptı. Bizi karşıladı ama öyle çok ta mutlu olmadı doğrusu. Özgen Acar'ın oralarda ağırlığı vardı birde Bodrumlular İstanköy'den gelinler aldıydı. Yunus Gözen'de bizim tercümanlığımız yapıyor. Yunus ağabey diyor ki Kostas'a “Bak biz başkanımız Cevat Bilgiç'i getirdik. Sende gel, bizim oraya.” Kostas'ta “Bende gelmek isterim ama bizim hükümetimiz izin vermez.” Yunus ağabeyde “Bak bizim hükümetimiz izin verdi” diyerek hoş bir sohbet ortamı kurduk. Böylece hükümetler arasında olan soğukluğu deldik.”

Mahmut Serdar Kocadon geçtiğimiz yıllarda “Komşumuzdaki kriz bizim için fırsat değildir. Bölgemizde hep birlikte kalkınma istiyoruz” şeklindeki söylemi ve fuarlarda ücretsiz olarak Bodrum stantlarında yer verdiler. Böylece Bodrum Ticaret Odası ve BOYTAV 80'li yıllardaki soğukluğu dostluk ve işbirliği haline getirdiler.

Sohbetimizin en can alıcı noktasına geldik. 1988 yılında Türkiye Gündemine bomba gibi düşen açıklama; “Türkler Bodrum'a gelmesin”. Bu konuda Başkan Cevat Bilgiç'ten bilgi alalım istedik. Şimdi ne düşünüyor, hala sözünün arkasında mı acaba?


“Benim Bodrum hayalim. Avrupa'ya dönük bir turizm anlayışıydı. Yoksa asla yerli turistleri küçümsemek değildi. 1984 yılında göreve seçildim. İlk yıllardan itibaren İngiltere başta Avrupa ülkelerine ziyaretlerde bulundum. Acentalar ile görüşmeler yaptık. Bodrum'a yabancı turist gelmesi için önemli çalışmalar yaptım, görev sürem boyunca. Doğan Tugay ile birlikte acentaları dolaştık. acentalar belediyelerden garanti istiyorlardı, suyu var mı, yolu var mı, kalacak yeri var mı diye. 1986 yılının yazında turlar Bodrum'a gelmeye başladı. Türkiye'nin önemli bir markası o dönemde bir bayi toplantısı yapıyordu burada. Belediyeyi ziyarete geldiler. Onlar ile birlikte bir çok gazetecide geldi. Bende dedim ki “Arkadaşlar biz Bodrum'u turizme açtık. Artık Avrupalı turist gelmeye başladı.” dedim. Bir gazeteci de “İyi ama biz Türkler nereye gideceğiz. Bodrum'da yer yok” dedi. Bende “Artık Bodrum ülkemize döviz kazandıran bir turizm merkezi oluyor. Türkler de Fethiye, Marmaris gibi bakir ve güzel beldelerimizde tatil yapabilirler. Bizim amacımız ülkemize döviz kazandırmak. Bodrum'u Avrupalıların turizm merkezi haline getirmek. Ben de bunun için gayret edeceğim.” dedim. Ertesi gün gazeteler “Türkler Bodrum'a gelmesin” diye başlık attılar. Mektuplar geliyor, tehditler, hakaretler. Zeki Müren'in çocukları diyorlar. Meclise gittiğimde Adıyaman milletvekili laf atıyordu “Başkan pasaportları hazırladık, bu yaz Bodrum'dayız” şeklinde.”

Reklamın iyisi kötüsü yoktur tezinden yola çıkarsak eğer, Bodrum o dönem çok daha fazla tanınmış oldu. Bodrum'u merak eden herkes buraya akın etti. Cevat Başkan bu anlamda aslında en iyi tanıtım reklamı yapmış oldu. Cevat Başkan “Şimdi mutlu değiliz” diyerek biraz mahsunlaşıyor.

30 Mart Yerel Seçimlerinde geçmiş dönem belediye başkanları Cevat Bilgiç, Tuğrul Acar ve Mazlum Ağan hep birlikte Mehmet Kocadon'u desteklediler. Ona omuz verdiler. Çünkü idari yapının değişmesi ile zorlu bir döneme girecek olan Bodrum'da birlik zamanıydı diye değerlendiriyorlardı. Gelecek dönemle ilgili Başkan Cevat Bilgiç neler düşünüyor?

“Bu konuda iki görüş ağırlıkta. 1980 yılında Bodrum imar planları yapılmış. Biz 84'de göreve geldiğimizde kucağımızda bulduk. Bir sürü sıkıntılar ile bu günlere geldik. Ben ve benden sonraki Emin Anter, Tuğrul Acar, Mazlum Ağan ve Mehmet Kocadon hiç birimiz Bodrum Kent Kimliği ile ilgili farklı düşünmedik. Bu da bir şanstır. Fakat zaman içinde ihtiyaçlar değişti. Örneğin ben küçük ölçekli bir turizmciyim. Ama günümüz şartlarında turizm çok farklı bir yapıya dönüştü. Her bir koyda büyük bir tesis ne kadar doğru düşünmek gerekir. Onların döviz girdileri konusu da şüpheli. Ne kadarı Bodrum'da ne kadarı Türkiye'de kalıyor? Oysa küçük butik oteller esnafı yaşatıyor. Küçük tesislerin yok olması esnafın da yok olmasına neden oluyor. Büyük otel fiyatları ile küçük oteller arasındaki fiyat farkları çok az. Doğal olarak turist büyük otelleri tercih ediyor. Böylece küçük oteller yok olup gidiyor. Bunun dengesini kurmak lazım. Bunun planlamasını çok iyi yapmak gerekli. Bu tabi sadece Bodrum Belediyesinin yetkisinde değil. Turizm Bakanlığından ya da Şehircilik Bakanlığından alıyorlar izinleri. Konu bizi aşıyor.”

Muğla Büyükşehir ve Bodrum Belediyesinin tek belediye haline dönüşmesi neler getirecek diye sorduğumuzda Cevat Başkan biraz tedirgin. Geleceğe umutsuz bakıyor ve Bodrum idari yapısının yeniden ele alınması gerektiğini ve dört belediyeye bölünmesinin çözüm olacağını savunuyor.

“1999 yılında 11 belediye olduğunda her şeyi çözdük mü? Sorunsuz belediye var mıydı? Her biri çok çalıştı, iyi niyetleri ile çalıştı. Bu durumu ne Mehmet Kocadon ne de diğer belediye başkanları istedi. Bende istemedim ve karşı çıktım. Bodrum kendine özgü bir yarımada. Yerel yönetim, adı üzerinde. Muğla'dan buranın yönetilmesi nasıl olacak? Buranın hakkı 4 belediyeydi. Yalıkavak, Gündoğan Türkbükü, Torba'ya kadar olan Kuzey Bodrum, diğer taraftan Turgutreis Gümüşlük bir belediye ve Ortakent, Bitez, Konacık, Bodrum ve Yalı bir belediye, Güvercinlik ve Mumcular'da bir belediye olmalıydı. Bu dört belediye kendi arasında hizmet rekabeti yapacaktı. İdeali buydu. AK Parti hükümeti bu sistemi getirecek bence. Bu konuda çalışmalar yaptığını duyuyorum. Bu sistem yakında çöker. Nasıl yetişilecek tüm yarımadaya. Muğla zaten yetişemez. Kısa bir sezonumuz var, hizmetin gecikmesi ekonomiyi de alt üst edecektir. Diğer taraftan turizm yatırımlarında da dengeyi çok iyi sağlamak gerekiyor. Küçük tesisleri yok ederseniz Bodrum, Bodrum olmaktan çıkar.”

Cevat Başkan ile son dönemde turizm ve İnşaat sektörlerinin çatışması ve inşaat yasakları ile ilgili görüşlerini, başkanlık yaptığı dönemde nasıl bir uygulama yaptığını, şimdi nasıl bir çözüm önerisi olduğunu sorduk.

“Bizim dönemde 1 Nisan itibarı ile inşaatların durmasını sağladık. 1 Nisan itibarı ile Bodrum pırıl pırıldı. 1 Nisan'dan sonra Bodrum'da taş taş üzerine konulmamalıdır. Şimdi 84 ile 2014 yıllarını kıyaslamak olmaz tabi. O dönemde TRT 1 Nisan'da çekim yapmıştı. Arşivlerden bulunsun bakılsın. Cevat Şakir falan, her yer badanalı ve pırıl pırıldı. 1990 yılına kadar böyle sürdü. Hiç kimseyle tartışmıyorduk. Herkes Ekim ayından itibaren Nisan başına kadar her şeyi bitirecek. Eğer Mart ayında başlarsa inşaata mümkün değil sezona yetişmesi. Belediye başkanı ruhsat verirken sözleşme yapacak, 1 Nisan itibarı ile inşaatını durduracaksın diyecek. Eğer mahkemeye giderse hakim bu durumda sözleşmeye göre doğru kararı verecektir. İnanıyorum hakimler turizm tarafını seçecektir.”

Her söyleşimizde sorduğumuz sorumuzu Başkan Cevat Bilgiç'e de sorduk. Bodrumlu gençlere ne mesajı olduğunu.

“Şimdiki gençlerimizin bize göre işlerinin çok daha zor olduğunu düşünüyorum. Şu anda her şeyin doyum noktasındalar. Bizim gençliğimizde her şeye açtı. Bizler heyecanlıydık. Mustafa Danacılar, Çoban Yıldızı Mehmet ağabeylerden heyecanı aldık. Yunus Gözen'in heyecanı bana geçerdi. Tezcanlıdır o. Bizleri motive ederdi. Gençlerimizi suçlamıyorum ama yine de ümitsiz olmamalıyız. Onlar da bilgi çağındalar, bizden çok daha fazla bilgileri var. İşte burada bizim deneyimler ile onların bilgisi birleşince çok daha olumlu sonuçlar alacağız.”

Cevat Başkan geçmişten bu güne yaşadıkları deneyimlerini anlatırken, geleceğe ışık tutanlardan. Bu ışık ile Bodrum'un geleceği de şekillenecek.