EROL AĞAN’I KAYBETTİK…

Bodrum Ticaret Odası Yönetim Kurulu Üyemiz Erdem Ağan’ın Babası değerli büyüğümüz Erol Ağan’ı kaybetmenin üzüntüsü içindeyiz.

İleri görüşlülüğü ve çalışkanlığı ile İçmeler bölgesini Bodrum guletlerinin üretim alanı haline getiren, nice tekne ustaları yetiştiren, Bodrum’a büyük değer katan Erol Ağan’ı saygı ve sevgiyle anıyor, ailesine ve tüm sevenlerine başsağlığı diliyoruz.

2007 yılında Bodrum Mavi Dergimizde yayınladığımız röportajını tekrar paylaşıyoruz…

 

İÇMELERDE BİR ÇINAR

Guletlerin Babası… Bizler onu Çolak Erol olarak biliyoruz… Bodrum’un ilk, günümüzün en büyük tersanesinin sahibi…

Bugüne kadar kaç gulet yaptığını bilmiyor… Tutmamış kayıtlarını… Bilmem diyor sakince… Arayıp, geleceğimi söylediğimde “yapma, ben sevmem bu işleri” diyor. Komşu tersanedeyim ya, binlerce dil döküp kabul ettiriyorum… Komşuluk hatırına belki de… 71 yaşında, mavi gözlerinden kıvılcımlar saçan bir çınar… Yapılmakta olan 41 metre lamine ahşap teknesini gururla anlatıyor…

1936'da Bodrum'da doğdum, Bodrum'da büyüdüm. Aslımız Giritli. Ailem hep denizci... Dedem çok büyük kaptandı, ünlü Derviş Kaptan, ticaretle uğraşırmış. Büyük kadırgalarıyla İngiltere ve birçok Akdeniz ülkesine taşımacılık yaparmış. Babam da aynı mesleği seçmiş. Aile denizci olunca bir başka meslek düşünemedim. İzmir'de askerliğimi yaptım, havacı olarak. Bıyıklarım henüz terlemiş, genç bir delikanlı olarak askerden döndüğümde, ahşap tekneler yapan meşhur Ziya Usta'nın yanında çalışmaya başladım. Aradan henüz 2 ay geçmemişti ki o kazayı yaşadım. Sağ kolumu kayışa kaptırdım. Kayış koluma dolandı, Koluma dolanan kayış, canımdan bir parçayı; kolumu koparıp götürdü ama yüreğim yine denizde, teknelerde kaldı. Herkes bana “sen bu işi bırak, bakkal dükkanı aç, otur” dedi. Kazadan 1 sene sonra yine elime aldım baltayı, geçtim ahşap teknelerin başına. Ustanın başyardımcısı oldum. Ben hiç sol elimi kullanmazdım, ama bu kazadan sonra alıştım işte. Aradan 50 sene geçti, sol elimle doğru düzgün adımı yazamam, ama keser sallamaya bayılırım.

Bugünkü Yettigari Bar'ın olduğu yerde tekne imal etmeye devam ettik. Orada bir mini tersane yarattım. Kalenin duvarlarına kadar uzanıyordu. Sonra ben büyüdüm, yüreğim büyüdü… Mekanlar da dar gelmeye başlamıştı artık. Kendi tersanemi kurmaya karar verdim. İçmelerdeki, bugünkü Ağanlar Tersanesinin olduğu yeri, işte tam bulunduğumuz yeri buldum, yıl;1970...

İçmeler Mevkii'nin tersane için uygun yer olduğuna inanınca, yavaş yavaş çevremdeki arsaları satın almaya başladım, alanı genişlettim. “Deli dağlara çıktı” dedi kimileri. Ama ben meslektaşları topladım, birçok insana yer aldırdım. Sonunda 'Tersaneler Diyarını' kurdum. Buranın yaratıcısı benim. Bunun delilik mi yoksa akıllılık ve ileri görüşlülük mü olduğunu bugün İçmeler koyunda koca bir sanayi bölgesi olarak uzanan alan gösteriyor zaten herkese. Ahşap tekne imalatından, boya, bakım ve onarıma kadar her türlü işi yapıyoruz burada.

Yaz ayları boyunca turistlere hizmet veriyor ve bu yorgun tekneler, kış aylarında burada bakım-onarımdan geçip, yeni bir güzellikle sulara indirilmeye hazırlanıyorlar. Artık gençler işi devralıyorlar. Tekne imalatında çok kolaylıklar çıktı şimdi. O günlerde biz omurgaları, elimizde baltayla düzeltirdik. Bugün hızarlar yapıyor bu işi. Hatta ağaçlar biçilmiş halde geliyor elimize…

Bir tekne imal ettiğimde nasıl bir mutluluk duyduğumu bir bilseniz... Şöyle karşısına geçer, eserine bakarsın ve gurur duyarsın. En güzel tekneleri ben yapıyorum dersin. Bana hep soruyorlar; “en güzel tekneleri ben yapıyorum diyebilir misiniz?” diye… İnan ki, bunu ben değil başkaları söylüyor…

Ben babamı kaybettiğimde 11 yaşındaydım. İlkokulu, Cumhuriyet İlkokulunu bitirdikten sonra hep çalıştım. Annemle iki kız kardeşime bakmam lazımdı. Annem de dikiş, örgü, nakış yapardı. Benim diplomam yok biliyor musun? Ben mezun olduktan bir süre sonra okul yandı, sonradan çocuklarda uğraştılar diploma kayıtlarını bulmak için ama herhalde yangında gitti.

Dört oğlum var; Mazlum, Fatih, Cem ve Erdem Ağan. Mazlum Tersane'deki sağ kolum. Şu an Ağanlar Tersanesi A.Ş.'nin Yönetim Kurulu Başkanlığı'nı sürdürmekte. Küçük oğlum Erdem ise ABD'de Gemi İnşa Mühendisliği'ni bitirdikten sonra İngiltere'de Yat Dizayn tahsilini de bitirdi ve iki seneyi aşkın süredir şirketin mühendislik ve tasarım işleriyle ilgileniyor. Dişimle-tırnağımla var ettiğim, bir kolumu kurban verdiğim bu sanayi devini, çocuklarım yaşatacak, hiç kuşkum yok...

“Guletlerin Babası” birkaç yıl sonra belki köşesine çekilecek. Ama eminiz dilinde ve gönlünde hep deniz türküleri olacak... Pruvan neta olsun…

 

Bodrum Mavi Dergisi, 2007

Röportaj: Ayşe Özer

1423.jpg

https://www.bodto.org.tr/ sitesinden 27.04.2024 tarihinde yazdırılmıştır.